SEVECEKSEN, GÖNLÜ YARALIYI SEV

Tok, açın halinden anlamaz
Çekmeyen gönül, çekenin derdini bilmez
Yaşamıştır kahrı, tatmıştır acıyı
Seveceksen, gönlü yaralıyı sev


Azap gelir, ona dünya hayatı
Gazaba kelamdır, kaşın arası
Ne aman bekler, ne de bir derman
Seveceksen, gönlü yaralıyı sev

Hazandan aşağı ağırdır, yükü
Çaresiz gönlü, aşsız yüreği
Çaresiz yol gözler, dertli yüreği
Seveceksen, gönlü yaralıyı sev

Ne büyük hazandı, seherden beri
Bir bakışa kandı, o andan beri
Yüreği bir çocuktu, o günden beri
Seveceksen, gönlü yaralıyı sev

Yüreği haraptır, kırdılar onu
Kem talihi bastı, yaktılar onu
Ne garip yüktü, astılar onu
Seveceksen, gönlü yaralıyı sev

Osman’da düştü, o an canına
Ak görmez kimseyi bakar yadına
Kimseye kem bakmaz, o günden bu yana
Seveceksen, gönlü yaralıyı sev